Hak düşürücü süre, Kanun tarafından belirlenen süre içinde bir hakkın kullanılmaması durumunda, o hakkın tamamen ortadan kalkmasına yol açan süreyi ifade eder. İşçi ve işveren tarafından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde iş sözleşmesinin diğer tarafın sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılması süresi sınırsız değildir. Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26’ncı maddesinde, işverenin öğrendiği tarih ve olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür[1]. Yargıtay uygulamasına göre de “4857 sayılı İş Kanunu’nun 26’ncı maddesinde öngörülen altı iş günlük ve bir yıllık süreler ayrı ayrı hak düşürücü niteliktedir. Bir başka anlatımla fesih hakkının öğrenmeden itibaren altı iş günü ve olayın gerçekleşmesinden itibaren bir yıl içinde kullanılması şarttır. Sürelerden birinin dahi geçmiş olması haklı fesih imkânını ortadan kaldırır. Hak düşürücü sürenin niteliğinden dolayı taraflar ileri sürmese dahi, hâkim resen dikkate almak zorundadır.
Bu maddede belirtilen süreler geçtikten sonra bildirimsiz fesih hakkını kullanan taraf, haksız olarak sözleşmeyi bozmuş sayılacağından ihbar tazminatı ile şartları oluşmuşsa kıdem tazminatından sorumlu olur.
Somut uyuşmazlıkta, davacının davalı işverence feshe dayanak yapılan eyleminin 12.04.2013 tarihinde meydana geldiği, 15.04.2013 tarihinde davacının savunmasının alındığı, disiplin kurulunun 26.04.2013 tarihinde toplandığı ve aynı gün davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 25/2 maddesi gereğince feshine karar verildiği, buna göre 4857 sayılı İş Kanunu’nun 26. maddesindeki 6 iş günü olan hak düşürücü sürenin geçmediği, bu nedenle haklı feshin süresinde yapıldığının kabulü ile davacının iş akdinin işyerinde … isimli işçi ile kavga etmesi neticesinde haklı nedenle feshedildiği anlaşılmakla, kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir”[2].
İşyerinde fesih yetkisinin disiplin kuruluna verildiği durumlarda, işçinin iş sözleşmesi ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırılıktan feshedilecekse, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 iş günü içinde olay disiplin kuruluna intikal ettirilmelidir. Disiplin kuruluna gelen konunun araştırılması ve ilgili kişinin savunmasının alınması için bir zamana ihtiyaç duyulacağı için bu süre zarfında hak düşürücü süre işlemez. Araştırma, soruşturma ve savunma işlemleri tamamlandıktan sonraki alt iş günü içinde disiplin kurulu iş sözleşmesini feshetmek zorundadır. Aksi halde fesih yapmaktan vazgeçilmiş sayılır.
Haklı nedenle fesihte hak düşürücü sürelerle ilgili Yargıtay’ın 10 ilke kararına göre;
- Altı iş günlük süre işçi ya da işverenin feshe neden olan olayı öğrendiği günden itibaren başlar. Olayı öğrenme günü sayılmaz ve takip eden iş günleri sayılarak altıncı günün bitiminde haklı fesih yetkisi sona erer.
- İşyerinde cumartesi ve pazar günleri ile genel tatillerde çalışılması durumunda bugünler iş gününden sayılır. Ancak belirtilen günlerde işyeri açık olmakla birlikte sadece güvenlik hizmeti veya arızi nitelikte bazı işler yapılıyorsa bugünler iş gününden sayılmaz.
- İşyerinde fesih yetkisi disiplin kuruluna verilmişse ve işçinin iş sözleşmesi haklı nedenle feshedilecekse, olayın öğrenilmesinden itibaren 6 iş günü içinde disiplin kuruluna intikal ettirilmelidir.
- Müfettiş soruşturması yapılması, olayın disiplin kurulunca görüşülmesi süreyi başlatmaz.
- Bir yıllık süre her durumda olayın gerçekleştiği günden başlar.
- Bir yıllık hak düşürücü süre zarara neden olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. Ancak altı iş günlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından bu durumun feshe yetkili makama iletilmesi ile işlemeye başlar.
- Haklı fesih nedeninin devamlı olması durumunda hak düşürücü süre işlemez. Örneğin ücreti ödenmeyen işçi ödeme yapılmadığı sürece her zaman hakkı nedenle fesih yapabilir.
- Altı iş günlük sürenin uzatılması amacıyla haftalarca savunma ve ifade tutanakları düzenlenemez.
- Hak düşürücü süre haklı fesihler için söz konusudur. Geçerli nedenle yapılacak fesihler için 26’ncı maddedeki süreler uygulanmaz.
- Eylemin ilk öğrenildiği tarih ile iş sözleşmesinin feshi arasında geçen iki aylık süreyi gerektirecek bir soruşturma yürütüldüğüne ilişkin delil bulunmuyorsa, Yasada öngörülen altı iş günlük hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilir[3].
[1] ÇİL, Şahin, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, 9. Baskı Ankara 2022, s.624 vd.
[2] Y9HD.09.09.2019 T., E.2016/6122, K.2019/15301 Legalbank.
[3] ÇİL, İş Hukuku Yargıtay İlke Kararları, 9. Baskı Ankara 2022, s.624 vd.
Bir Cevap Yazın
You must be logged in to post a comment.