Kadın işçinin doğum sonrası ücretsiz izin talebi işverence karşılanmazsa, işçi tek başına alacağı karar ile izne ayrılabilir mi?

Print Friendly, PDF & Email

4857 sayılı İş Kanunu’nun 74 üncü maddesinin 6 ncı fıkrasına göre, “İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. (Ek cümle: 29/1/2016-6663/22 md.) Bu izin, üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinme hâlinde eşlerden birine veya evlat edinene verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz”. Anılan hükümde ücretsiz izin “verilir” denildiğine göre kadın işçinin talebi halinde bu iznin verilmesi zorunludur. Çünkü kanun koyucu yorum kurallarına başvurulmasına gerek kalmaksızın, bu hakkı işverenin taktirine bırakmayacak şekilde açık ve net olarak düzenlemiştir (Süzek, İş Hukuku, s.872; Çelik/Caniklioğlu/Canbolat, İş Hukuku Dersleri, s.708).

Yargıtay’a göre, 4857 sayılı İş Kanunu’nun, “analık halinde çalışma ve süt izni” başlığını taşıyan 74 üncü maddesi, hamile olan ve doğum yapan kadın işçilerin, doğum öncesi ve sonrasında kullanacakları doğum iznini, hamilelikleri sırasında yapılan doktor kontrollerine ilişkin izinleri ve bir yaşından küçük çocukların emzirilmesi için süt iznini açık ve ayrıntılı şekilde düzenlemiştir. Aynı yasanın, feshin geçerli sebebe dayandırılması başlığını taşıyan 18. maddesinin e bendinde ise, 74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde işe gelmemenin, özellikle geçerli feshe gerekçe olamayacağı düzenlenmiş ve 74 üncü maddedeki değinilen hususlara atıf yapılmıştır. Kanun koyucu, bu şekilde, kadın işçiler için belirlediği bir takım hakları güvence altına almıştır.

4857 sayılı Kanunun 74 üncü maddesinde, yukarıda değinilen hususlara ek olarak, ücretli doğum izninin ardından, istekleri halinde kadın işçilere 6 aya kadar ücretsiz doğum izin verileceği belirtilmiş ve kanun koyucu, yorum kurallarına başvurulmasına gerek kalmaksızın, bu hakkı işverenin taktirine bırakmayacak şekilde açık ve net olarak düzenlemiştir. Buna karşın, İş Kanunu sistematiği açısından, ilgili hususu, yaptırım ile güvence altına alan açık bir düzenleme yapılmamakla birlikte, tamamen korumasız bırakıldığı da düşünülemez. Bir başka anlatımla, doğum yapan kadın işçinin, ücretsiz doğum iznini kullanmak istemesi ve işveren tarafından buna izin verilmemesi halinde, kadın işçi tek başına alacağı karar ile işverene bildirimde bulunarak, ücretsiz doğum iznine ayrılabilir. Somut olayda, davacı işçi doğum yapmış, doğum sonrasında kullandığı ücretli doğum izinlerinden sonra, ücretsiz doğum izni talep etmiş ancak işverence buna izin verilmemiştir. Kaldı ki, davacının iş sözleşmesinin feshinin ardından, kendisine yıllık izin ücretinin de ödendiği, bu suretle davacıya yıllık ücretli izninin kalan kısımlarının dahi kullandırılmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, değinilen hususlar gereğince, iş sözleşmesinin davacı tarafından değil, davalı işveren tarafından geçersiz nedenle feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile red hükmü kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. (Y9HD.13.7.2009 T., E.2008/36349 K.2009/20734 Legalbank).

Sonuç olarak, doğum yapan kadın işçinin, altı aya kadar aylıksız izin talebinin işverence karşılanmaması halinde, kadın işçi tek başına alacağı karar ile işverene bildirimde bulunarak, ücretsiz doğum iznine ayrılabilir. Bunun gibi işverenin ücretsiz doğum iznini vermemesi halinde kadın işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir (Y9HD.26.9.2008 T., E.2007/27521 K.2008/25157 Legalbank).

Yazar | 2019-04-17T06:54:21+03:00 17 Nisan 2019|Kategoriler: Çarşamba'nın Sorusu|Tags: , , |0 Yorum

Bir Cevap Yazın