İŞYERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞİKİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Print Friendly, PDF & Email

Lütfi İNCİROĞLU

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

Çalışma Genel Müdür Yardımcısı

 

İŞYERİ HEKİMİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARININ İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNE İLİŞİKİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

1.GİRİŞ

30 Haziran 2012 tarih ve 28339 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8’inci maddesi, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri ile görevlerini düzenlemiştir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim nedeniyle işyerinde diğer çalışanlara göre, özellikli ve nitelikli kişilerdir. Görevleri gereği işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden tedbirlerin alınması için işverene yazılı olarak bildirim yapmakla yükümlüdürler. Bu yazıda, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülükleri ve bu yükümlülüklere aykırı davranmaları sonucunda nasıl bir hukuki ve cezai yaptırımla karşılaşabilecekleri konusu ele alınmıştır.

2.İŞYERİ HEKİMLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI’NIN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda iş güvenliği uzmanı; iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip mühendis, mimar veya teknik elemanı, işyeri hekimi ise; iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere Bakanlıkça yetkilendirilmiş, işyeri hekimliği belgesine sahip hekimi, ifade etmektedir.

Kanunda işveren; çalışan istihdam eden gerçek veya tüzel kişi yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşları, çalışan ise; kendi özel kanunlarındaki statülerine bakılmaksızın kamu veya özel işyerlerinde istihdam edilen gerçek kişiyi ifade etmektedir. İşveren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan işveren vekilleri, bu Kanunun uygulanması bakımından işveren sayılmaktadırlar.

 

Bilindiği gibi İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, kamu ve özel sektör ayrımı gözetmeksizin bazı istisnalar hariç tüm çalışanları kanun kapsamına almış, işçi-memur (statü) ayrımını ortadan kaldırarak çalışan kavramını yeterli görmüştür.

Kamu kurum ve kuruluşlarında ilgili mevzuata göre çalıştırılan işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanı olma niteliğini haiz personel, gerekli belgeye sahip olmaları şartıyla asli görevlerinin yanında, belirlenen çalışma süresine riayet ederek çalışmakta oldukları kurumda veya ilgili personelin muvafakati ve üst yöneticinin onayı ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevlendirilebileceklerdir.

Bu kapsamda işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları ister kamu isterse özel sektör işyerlerinde çalışıyor olsunlar, görevleri gereği işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden tedbirlerin alınması için işverene yazılı olarak bildirim yapmakla yükümlüdürler.  Ölüm veya maluliyet meydana getiren iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen iş güvenliği uzmanı veya işyeri hekimlerinin yetki belgeleri askıya alınabileceği gibi, tabi oldukları kanunların disiplin hükümlerinin yansıra Borçlar Kanunu ile Türk Ceza Kanunu açısından da hukuki ve cezai yönden bir takım yaptırımlarla karşılaşabilirler.

Kanun’un “İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları” başlıklı 8’inci maddesinde; “işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri, görevlerini yerine getirmeleri nedeniyle kısıtlanamaz. Bu kişiler, görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütür” denilmektedir.

İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları; görevlendirildikleri işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili alınması gereken tedbirleri işverene yazılı olarak bildirir; bildirilen hususlardan hayati tehlike arz edenlerin işveren tarafından yerine getirilmemesi hâlinde ise, bu hususu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yetkili birimine bildirmekle yükümlüdürler.

Öte yandan ortak sağlık ve güvenlik birimleri ile işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı da, hizmet sundukları işverene karşı sorumludurlar. Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınmaktadır.

Kanunda İş­veren adına hareket eden, işin ve işyerinin yönetiminde görev alan kimseler işveren vekili olarak tanımlanmaktadır.

İşverenler, yönetimle ilgili olan yetki ve görevlerinin bir kısmının yerine getirilmesini bir başkasına bırakabilirler. İşte bu yetki­lerle donatılmış kişi; işletme ve işyeri içinde işi yürütme, yönetme ve işçi­lerin iyiliğini sağlama görevini üstlenen işveren vekilidir.

İşveren vekili, işveren adına hareket eder ve işin ve işyerinin yö­ne­timinde görev alır. İş Kanunu ve İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ndaki tanıma bakıldığında işveren vekilinin birden fazla olabileceği açıktır. Örneğin, bir işyerinde ya da işletmede ça­lışan genel müdürden personel müdürüne, muhasebe ve teknik müdürden atölye şefine, vardiya amirinden ustabaşı ve ustalara kadar “işyerinde işveren adına hareket eden” ve işçiye emir ve tali­mat verme, onun yap­tığı işi denetleme yetkisine sahip herkes “işveren vekili” sayılmaktadır.

İşveren vekilliği ile işveren arasındaki temel ilişki bir iş sözleşme­sine dayanıyor ve bu hizmetin içerisine “işin, işyerinin ve işletmenin yönetimi” de giriyorsa, bu kimse işyerindeki işçilere karşı işveren vekili; işverene karşı ise işçidir [1]. İşveren adına hareket eden bu kişilerin “temsil yetkisine” sahip bulunmaları gerekir. İşveren vekilleri konumunda olan bu kişiler işverenleri ile yaptıkları iş sözleşmelerinde kendilerine verilen temsil yetkilerinin sınırları içinde hareket edecekler ve işvereni yaptıkları hukuki işlemler sonucu alacaklı ve borçlu kılabileceklerdir.

İşveren vekili konumunda olan, özellikle iş güvenliği uzmanları yaptıkları işi her şeyden önce biz­zat ve özenle yapmak durumundadırlar. Çünkü Borçlar Hukuku açısından işverene karşı, işi bizzat ve özenle yapma borçları vardır. Ayrıca, işyerinde işveren adına hareket eden, en azından kendi bölümlerinde çalışan çalışanlara emir ve talimat verme yetkisi bulunan bu kimseler, iş sağlığı ve güvenliği konusunda işveren ile birlikte sorumludurlar. Bu kapsamda işyerle­rinde meydana gelen iş kazalarında ceza hukuku açısından iş güvenliği uzmanları baş sorumlu olarak görülmektedir.

Uygulamada da işyerlerinde meydana gelen iş kazalarında, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları hakkında, öncelikle cezaların kişiselliği ilkesi göz önüne alı­narak ceza davaları açılabilmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 6’ncı maddesine göre işveren, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık personeli görevlendirmekle yükümlüdür. Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde işverence oluşturulması zorunlu olan, “iş sağlığı ve güvenliği kurulu”’nun tabii üyesi olan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarına (6331/22 md) yeter ki, işve­rence yeterli zaman ve kaynak sağlanmış olsun.

İşverenler, görevlendirdikleri kişi veya hizmet aldığı kurum ve kuruluşların görevlerini yerine getirmeleri amacıyla araç, gereç, mekân ve zaman gibi gerekli bütün ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü kılınmışlardır.

İşverenler, işyerinde görev yapan işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanının çalışma şartları ile yetki ve sorumluluklarını dikkate alarak, görevlerini etkin bir şe­kilde yapmasını sağlamak amacıyla, işletme içinde gerekli planlama ve düzenlemeleri yapmasına imkân sağlayacak ve yeterli çalışma süre­sini tanıyacaklardır.

Bu demektir ki, “işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı” iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışma yaptığı zamanlarda sair işlere bakmayacak, iş edimini sadece görevlendirildiği konuya hasredecektir. Örneğin, işyerinde makinelerin bakım sorumlusu olarak görev yapan Makina Mühendisi, iş gü­venliği ile ilgili de görevlendirilmiş ise, bu görevini ifa ederken diğer işiyle (makinelerin bakımı) ilgilenmeyecektir. Çünkü iş güvenliği ile ilgili işini özenle yapması ve bu konuya yeterli zaman ayırması yerinde olacak­tır.

İşverenlerin, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanın görevlerini mesleğin gerektirdiği etik ilkeler ve mesleki bağımsızlık içerisinde yürütmelerine imkân sağlayacak hal ve davranışlarda bulunması esastır. Aksi halde işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanına baskı yapması veya iş sözleşmelerini bu nedenle sona erdirmesi yasaya aykırılık oluşturacaktır.

Nihayetinde, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının Kanunda belirlenen görevlerine bakıldığında iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin yürütülmesindeki ihmallerinden dolayı, hizmet sundukları işverene karşı sorumlulukları vardır.

İşyerinde yönetim hakkı işverene aittir. “İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı” ise, ücret karşılığı çalışan kişilerdir. Örneğin İş güvenliği uzmanı işyerinde iş güvenliği ile ilgili alınması gereken tedbirler hak­kında işverenini sürekli yazılı ve sözlü uyardığı halde, bu konu işverence dikkate alınmıyorsa, gerekli araç, gereç ve malzeme temin edilmiyorsa, yeterli zaman ve imkân verilmiyorsa elbette ki bu konuda sorumluluk ağırlıklı olarak işverenin olacaktır. Ancak hekim ve uzmana düşen en önemli görev, işyerinde hayati tehlike arz eden bir hususu işverene yazılı olarak bildirdiği halde yerine getirmiyorsa, bu hususu derhal Bakanlığın yetkili birimine bildirmeleri gereğidir.

3.SONUÇ

6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 8’inci maddesi, işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının hak ve yetkileri ile görevlerini düzenlemiştir. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanları iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim nedeniyle işyerinde diğer çalışanlara göre, özellikli ve nitelikli kişilerdir. Görevleri gereği işyerinde çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehdit eden tedbirlerin alınması için işverene yazılı olarak bildirim yapmakla yükümlüdürler. İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının bu yükümlülükleri yerine getirmemelerinin yaptırımı; aynı Kanunda “Çalışanın ölümü veya maluliyetiyle sonuçlanacak şekilde vücut bütünlüğünün bozulmasına neden olan iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde ihmali tespit edilen işyeri hekimi veya iş güvenliği uzmanının yetki belgesi askıya alınır.” biçiminde düzenlenmiştir. Ancak, İşyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının bu yükümlülükleri yerine getirmemelerinin yaptırımı sadece bununla sınırlı değildir, tabi oldukları kanunların disiplin hükümlerinin yansıra Türk Borçlar Kanunu ile Türk Ceza Kanunu açısından da hukuki ve cezai yönden sorumlulukları vardır.

Kanaatim odur ki işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının herhangi bir hukuki ve cezai yaptırımla karşı karşıya kalmamaları için İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun kendilerine getirdiği yükümlülüklere harfiyen uymaları gerekmektedir.

[1] ESENER, Turhan, İş Hukuku, Ankara.1975, s.77.

Yazar | 2017-10-11T13:22:42+03:00 11 Ekim 2017|Kategoriler: Makaleler|0 Yorum

Bir Cevap Yazın