Kıdem tazminatı borçlusu olan işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir mi?

Print Friendly, PDF & Email

1475 sayılı mülga İş Kanununun yürürlükteki 14 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında” işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence işçiye…kıdem tazminatı ödenir” denilmiştir. Bununla birlikte 1475 sayılı mülga İş Kanununun yürürlükte kalan 14 üncü maddesinin 11 inci fıkrasında, ”….kıdem tazminatına esas olacak ücretin hesabında 4857 sayılı Kanunun 32/1’de yazılı ücrete ilaveten işçiye sağlanmış para ve para ile ölçülmesi mümkün akdi ve kanundan doğan menfaatlerde göz önünde tutulur” denilmektedir. Bu hükme göre kıdem tazminatına esas ücret, iki ana unsurdan oluşmaktadır; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 32/1’de yazılı “asıl ücret ve işçiye sağlanmış olan diğer menfaatler”.

İş Kanununda, kıdem tazminatının ödeme zamanına ilişkin olarak açık bir düzenlemeye yer verilmemiş olmakla birlikte, 1475 sayılı mülga İş Kanunun yürürlükteki 14 üncü ve 4857 sayılı Kanunun 32 nci maddelerindeki hükümlerden yola çıkarak, bu tazminatın iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte ödenmesi gerekir.

İş sözleşmesinin Kanunda belirtilen nedenlerle sona ermesi ile hak kazanılan kıdem tazminatının, bu tarihte (fesih tarihinde) ve tam olarak ödenmesi; gecikme için öngörülen mevduat faizinin de bu tarihten itibaren hesaplanması gerekir. Nitekim Yargıtay’ca verilen bir kararda, “4857 sayılı İş Kanunu’nun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir. Yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belge işverene bildirilmemişse, işverence kıdem tazminatı olarak ilk taksitin ödendiği tarih bakiye kıdem tazminatı için faiz başlangıcı sayılmalıdır. Böyle bir taksit ödemesi de olmadığı durumlarda faiz başlangıcı, davanın açıldığı ya da icra takibinin yapıldığı tarihtir” (Y22HD.24.10.2017 T., E.2015/18465, K.2017/22674 Legalbank.)

Sonuç olarak, kıdem tazminatı borçlusu olan işverenin temerrüde düşmesi için, iş sözleşmesinin Mülga 1475 sayılı İşK. m.14’de öngörülen hallerden biriyle sona ermiş olması yeterlidir. Kıdem tazminatını iş sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte ödemeyen işvereni, temerrüde düşürmek için ayrıca ihtara gerek bulunmamaktadır. Yargıtay’a göre,” Mülga 1475 sayılı İşK. m.14 ve 4857 sayılı İşK. m.120 uyarınca, işveren, kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer (Y9HD.20.10.2016 T., E.2015/4826, K.2016/18240 Legalbank.)

Yazar | 2019-04-07T18:22:41+03:00 27 Mart 2019|Kategoriler: Çarşamba'nın Sorusu|Tags: , |0 Yorum

Bir Cevap Yazın