Kişisel verileri kaydetmeden önce öğrenmek, hafızada tutulan kişisel verileri başkalarına açıklamak, kişisel verilere salt duyu organları aracılığıyla vakıf olmak kişisel verileri “ele geçirme” olarak değerlendirilebilir mi?

Uygulamada bazen kişisel verilerin kaydedilmeden önce öğrenilmesi, iki kişi arasında konuşulan ve üçüncü kişiler tarafından duyulan özel hayata ilişkin verilerin onların izni olmadan başkalarıyla paylaşılması veya hafızada tutulan verilerin başkalarıyla paylaşılması acaba kişisel verilerin ele geçirilmesi olarak mı? Yoksa özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi olarak mı değerlendirilmelidir? Örneğin kendi aralarında konuşan iki kadın çalışandan birinin

Mobbing iddiasında bulunan işçi, iddiasını kesin ve mutlak şekilde ispat etmek zorunda mıdır?

4857 sayılı İş Kanununda, cinsel tacizden daha da yaygın olarak uygulanan ve üst kavram niteliğinde olan mobbing (psikolojik taciz) ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Mobbing (psikolojik taciz) konusu sadece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. 6098 sayılı Kanuna göre, “İşveren, hizmet ilişkisinde işçinin kişiliğini korumak ve saygı göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir

İşçilerin whatsapp yazışmalarını ele geçiren işveren, bunu delil olarak kullanarak fesih yapabilir mi?

Dünya da son 15-20 yıldır teknolojide akıl almaz bir şekilde ilerlemeler kaydedildi. İnsan ilişkilerinde kitle iletişim araçlarının kullanımı yediden yetmişe bağımlılık derecesinde yaygınlaştı. Elbette ki bu durum işçi-işveren ilişkilerini de derinde etkiledi. Özellikle çalışanların işyerinde işveren ve işveren vekilleriyle ilgili ya da diğer çalışanlarla ilgili sosyal medya üzerinden ses, görüntü ya da bilgi paylaşmaları, Whatsapp

Hamileliği nedeniyle işe alınmayan kadın işçi, İş Kanunu uyarınca, ayrımcılık tazminatı isteyebilir mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 5 nci maddesine göre, “İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz. İşveren, biyolojik

Kocasından önce boşanan ve daha sonra tekrar eski kocası ile evlenerek iş sözleşmesini fesheden kadın işçiye, kıdem tazminatı ödenir mi?

1475 sayılı Mülga İş Kanunu’nun yürürlükte bulunan 14 üncü maddesinde, kadın işçilere evlilik nedeniyle iş sözleşmesini evlilik tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde feshetmesi halinde, kıdem tazminatına hak kazanma imkânı getirilmiştir. Bu kapsamda kadın işçilere evlendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde kendi arzusu ile iş sözleşmesini sona erdirmesi… hallerinde, işçinin işe başladığı tarihten itibaren iş sözleşmesinin

Engelli işçiler kısmi süreli olarak çalıştırılabilir mi?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 30 uncu maddesine göre, “İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler”. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi

İşçinin belirli süreli iş sözleşmesini haklı neden olmaksızın feshi halinde, işveren hangi tazminatları isteyebilir?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25 inci maddelerinde işçi ve işverenin derhal fesih hakları ve fesih sebepleri düzenlenmiştir. Ancak belirli süreli iş sözleşmeleri ile çalışılması durumunda, sözleşme süresinin bitiminden önce işçi veya işveren tarafından haklı olmayan bir nedenle sözleşmenin sona erdirilmesi halinde, kıdem tazminatı hariç talep edilebilecek ek tazminatlar ile oluşacak zararların giderilmesi hususları

İşçinin ölümü halinde kanuni mirasçılarına hem kıdem hem de ölüm tazminatı ödenir mi?

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre, sözleşme, işçinin ölümüyle kendiliğinden sona erer. İşveren, işçinin sağ kalan eşine ve ergin olmayan çocuklarına, yoksa bakmakla yükümlü olduğu kişilere, ölüm gününden başlayarak bir aylık; hizmet ilişkisi beş yıldan uzun bir süre devam etmişse, iki aylık ücret tutarında bir ödeme yapmakla yükümlüdür (m.440). Bu durumda işçinin kanundan ve iş

Yazar | 2019-07-10T06:13:45+03:00 10 Temmuz 2019|Kategoriler: Çarşamba'nın Sorusu|Tags: , |0 Yorum

İşten ayrılan işçinin çalışma belgesine işten ayrılma sebebi yazılabilir mi?

4857 sayılı Kanun m.28’de, “İşten ayrılan işçiye, işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verilir. Belgenin vaktinde verilmemesinden veya belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veyahut işçiyi işine alan yeni işveren eski işverenden tazminat isteyebilir. Bu belgeler her türlü resim ve harçtan muaftır” denilmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun

Yazar | 2019-07-03T07:21:40+03:00 3 Temmuz 2019|Kategoriler: Çarşamba'nın Sorusu|Tags: , , |0 Yorum

İşçi, ihbar tazminatını peşin ödeyerek iş sözleşmesini feshedebilir mi?

4857 sayılı Kanun m.17’de, iş sözleşmesinin feshi sırasında, ihbar öneline uymayan tarafın, karşı tarafa ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olduğunu belirtmektedir. İhbar tazminatı, bildirim şartına uymayan tarafça ödenir ve 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bundan dolayı, ihbar öneline uymayan işçi de işverene aynı miktar ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Yüksek mahkemenin görüşü de bu yöndedir. Yargıtay’a göre, “İhbar

Yazar | 2019-06-26T04:54:01+03:00 26 Haziran 2019|Kategoriler: Çarşamba'nın Sorusu|0 Yorum
Load More Posts