İşe devamsızlık tutanakları hangi hallerde geçersiz sayılabilir?

İşçinin işverenden izin almaksızın ve haklı bir nedeni olmaksızın 4857 sayılı İş Kanunu’nda belirtilen süreler kadar işe devam etmemesi hali devamsızlık olarak tanımlanabilir. Devamsızlık kavramının tanımı doktrinde ve Yargıtay kararlarında da yapılmıştır. Buna göre devamsızlık; işçinin kasıtlı ya da kusurlu olmasına bakılmaksızın, işe gelmesinin beklendiği iş günlerinde, haklı bir neden olmaksızın “işe gelmemesi” şeklinde tanımlanmaktadır[1].

İş sözleşmesinin geçerli nedenle feshinde makul süre ne kadar olmalıdır?

İşçi veya işveren bakımından haklı fesih nedenlerinin ortaya çıkması halinde, iş sözleşmesinin diğer tarafının sözleşmeyi haklı nedenle fesih yetkisinin kullanılma süresi sınırsız değildir. Bu bakımdan 4857 İş Kanununun 26 ncı maddesinde işverenin öğrendiği tarih ve olayın gerçekleştiği tarih başlangıç esas alınmak üzere iki ayrı süre öngörülmüştür. Bu süreler içinde fesih yoluna gitmeyen işçi ya da

İşçinin otomatik geçiş kartına el konulması işveren feshi mi sayılır?

Fesih, iş sözleşmesini derhal ya da belirli bir sürenin geçmesi ile sona erdiren, karşı tarafa yöneltilmesi gerekli tek yanlı irade açıklaması olarak tanımlanmaktadır. Fesih hakkı her iki tarafa da tanınmıştır ve diğer tarafın kabulüne gerek olmayan bir irade beyanıdır. Fesih açıklamasında yazılı bildirim şartı, daha önce sadece 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/2 (Mülga 1475

İş sözleşmesini fesheden taraf bu kararından tek taraflı olarak dönebilir mi?

İş sözleşmesi, ”bir tarafın, (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme” olarak tanımlanmaktadır (İşK m.8/1). İş sözleşmesi tarafların karşılıklı ve birbirlerine uygun irade bildiriminde bulunmaları ile meydana gelir[1]. Yargıtay’a göre, “İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini